İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) başkan yardımcısı Mustafa Paşahan Türkiye’nin hazır giyim sektörü yolculuğunda yeni bir bölüme başladığını bildirdi.
İstanbul, Türkiye’de düzenlenen altıncı IFCO fuarında, Paşahan Türkiye’nin diğer tedarikçi ülkelere göre sahip olduğu önemli avantajının (Avrupa’ya olan yakınlık) küçük hacimli siparişler noktasında daha önemli olduğunun ve bu nedenle Türkiye’nin tek rakibinin kendisi olabileceğini söyledi.
Coğrafi avantaj, hızlı üretim, kaliteli ürünler
Türkiye’nin hem Asya hem de Avrupa’da olmasının ona nasıl bir rekabet avantajı sağladığını anlamak kolaydır. İngiltere örneğini veren Paşahan, küçük bir parti sipariş için acil bir talep olursa, yanıtın Çin değil, Türkiye olduğunu söyledi.
Paşahan “her gülün dikeni vardır” diyerek fiyatlardaki “hafif” artışa rağmen sunulan kaliteli ürünlere dikkat çekti.
Paşahan: “Fiyatlarımız Orta Doğu ülkelerindeki fiyatlardan biraz daha yüksek olabilir, ancak Avrupa’daki ortaklarımız çok hızlı olduğumuzu ve gerçekten kaliteli üretim yaptığımızı anlamalıdır. Bununla birlikte hız en önemli unsurdur. Üretimde ve nakliyede gerçekten hızlıyız.”
Sürekli büyüyen ve gelişen bir sektör
Paşahan işletmelerin ve tedarik zinciri operasyonlarının pandemiden bu yana değiştiğini vurguladı, ancak, Türkiye’nin yeni dünya düzeninde çok ileride olduğunu söylemekten geri kalmadı.
“Özellikle temiz enerji, temiz su ve geri dönüşüm konularında Türkiye’de durum budur. Yakın zamanda inşa edilen fabrikaların çoğu şimdi yeşil fabrikalar olmak için ciddi çaba harcıyor. Bunun anlamı, bu konuda başarılıyız.”
Paşahan ufukta her zaman ulaşılacak yeni bir hedef veya gerçekleştirilecek yeni bir proje olduğu için hazır giyim imalatçılarının hedeflerinin asla tükenmediğini paylaştı.
Türkiye’nin üzerinde durduğu uzun vadeli projelerden birinin sürdürülebilirlik olduğuna dikkat çekerek ülkenin bu alanda ciddi çalışmalar için önemli miktarda bütçe ayırdığını ekledi.
Ancak, Avrupa’daki ortak ülkelerin özellikle maddi yatırımlar açısından bu projelerin hassasiyetini anlamalarını bekliyor ve yardım çağrısında bulunuyor. Paşahan buna rağmen Türkiye’nin mevcut AB standartları ve şartlarıyla mükemmel uyuma sahip olduğunu söyledi.
Ayrıca, ülkenin karbon emisyonlarını azaltacak bir birim kurmak için kaynak tahsis ettiğini belirtiyor. Bu birim her ürünün emisyonunu ölçerek sektörün ve küresel iklim hedeflerine katkıda bulunacak.
Teknoloji ve dijital ilerlemeler
Türkiye İHKİB tarafından finanse edilen ve Avrupa Birliği ile işbirliği içinde gerçekleştirilen Dijital Dönüşüm Merkezi’nin (DDM) üçüncü yılını kutlarken, Paşahan dijitalleşme sayesinde bir tişört yapmanın iki veya üç saat yerine artık sadece birkaç saniye sürdüğünü belirtti.
Model bir fabrika olan DDM’de bütün ölçümleri saniyeler içinde yapan en ileri teknolojinin kullanıldığını ve Türkiye’nin üretim kadar araştırma ve eğitime de vurgu yaptığını bildirdi.
DDM hazır giyim ve tekstil sektörlerindeki küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) ve yaratıcı işletmelerin dijital becerilerini artırmayı hedefliyor.
Ancak Paşahan Türkiye’de dahil pek çok ülkenin üretim sorunları yaşadığını belirterek gri bölgenin sınırlarını çizmekten de geri durmadı. Bu sorunu çözmek için DDM destek ve eğitim programları sunmaktadır.
Yerli markaları ve yeni fırsatları destekleme
Halihazırda Türkiye 3.000’in üstünde markaya ve küresel olarak yaklaşık 1.000 satış noktasına sahip bulunurken önceliklerinden biri yerli markalarını ve tasarımcılarını desteklemek ve markalaşma için yatırım yapmaktır.
Paşahan’a göre ülkenin odak noktası kaynak tedariki, kalite, maliyet yönetimi ve sürdürülebilirlik olmaya devam ederken Türk şirketlerinin kendi markalarına yatırım yapması teşvik edilmektedir.
Paşahan Türkiye’nin 100 milyona yaklaşan nüfusunun da büyük bir fırsat olduğunu değerlendiriyor. “Büyüme oranımız küresel büyüme oranından çok daha yüksek olduğundan pek çok yatırımcı yatırım yapmak için buraya geliyor. Bu nedenle Türkiye’de her zaman fırsatlar bulunuyor.”
Azalan ticaret ve gelecek için olasılıklar
Paşahan tekstil ve hazır giyimde küresel olarak %10-13 azalma olduğu konusunda uyararak, Türkiye’nin düşük ticaret hacmi yaşayan tek ülke olmadığının altını çizdi.
Paşahan ticaretin artacağına ilişkin iyimserliğini korurken Bangladeş’teki sosyo-siyasi huzursuzluğu ve İsrail ve Gazze ve Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşları hatırlatarak dünyanın dört bir yerinde devam eden çatışmalara rağmen Türk konfeksiyon sektörünün direncini ve kuvvetini koruduğunu belirtti.
Başka yerlerde devam eden krizlerin içinde alıcıların tedarik ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye’ye yönelmiş olup olmadığı sorulduğunda, Paşahan ülkenin gücünün konumunda, dinamizminde ve kalitede olduğunu yeniledi: “Biz zaten merkezdeyiz, biz zaten buradayız. Bu nedenle siyasi konulardan veya Bangladeş’teki huzursuzluktan faydalanmaya çalışmıyoruz. Şimdi, ne de olsa İsrail küçük bir ülke. Türkiye İsrail’e bir şey satmazsa ne olur? Pek bir şey olmaz. Ama yarın, normalleşmeyle birlikte Türkiye orada satışlarına ve ticarete devam edecektir.”
Paşahan konuyu başladığı yere geri getirerek nasıl Türkiye’nin kendi rakibi olduğunu tekrarladı. Elbette sonucu ticaretin azalması da olsa dünyanın hiçbir yerinde savaş veya çatışma olmamasını dilemektedir. Aksine, Türkiye’nin güçlükleri aşma ve toparlama becerisine güvenmektedir.
Sonuç olarak Paşahan şunları söyledi: “İyi uluslararası ticaret fuarları düzenliyoruz, ticaret delegasyonları düzenliyoruz, satın alma heyetleri getiriyoruz ve çok çalışmaya devam edeceğiz.”
Dosyayı görüntülemek için tıklayın https://www.just-style.com/interviews/interview-ihkib-vp-turkiyes-only-competition-is-turkiye-itself/