ÖNCELİKLİ GİRİŞ İÇİN YAKA KARTINIZI HEMEN ALIN
5-8, Şubat 2025, İstanbul Fuar Merkezi

Moda tedarik zincirini dijitalleştirmek için Türkiye’nin KOBİ’lerini güçlendirmek

Just Style Türkiye’deki İstanbul Moda Akademisi (İMA) moda okulunun ülkenin küçük ila orta ölçekli moda işletmelerinin (KOBİ’ler) dijital kapasitelerini artırmaya ve sektörün küresel standartlarını karşılamalarına yardımcı olduğunu keşfetti.


İMA’da eğitim koordinatörü olan Gülin Girişmen, Just Style’a projenin Türkiye’nin perakende ve tedarik zinciri sektörlerini sektörün küresel standartlarını karşılayacak şekilde yükseltmeyi amaçladığını anlattı. Fotoğraf: Just Style.


Geçen hafta altıncısı düzenlenen İstanbul Fashion Connection (IFCO) fuarının açılış konuşmasında, İstanbul Ticaret Odası (İTO) başkanı Şekip Avdaviç Donatella Versace’den alıntı yaparak: “Moda, hayal kurmak ve başkalarına hayal kurdurmakla ilgilidir,” dedi.


Bu doğrultuda genç tasarımcılara ve KOBİ’lere hayallerinin peşinden gitmeleri için ilham verme ve onları güçlendirme amacıyla bağlantılı olarak İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) İMA’nın ülkenin moda sektöründe yeni tasarımcıların ve genç yeteneklerin tasarım kapasitesini geliştirmek ve onlara destek olmak için kurulduğunu anlatmıştır.


İstanbul Moda Akademisi ya da İMA geleceğin moda uzmanlarını moda tasarımı ve sanat üzerine eğitmeyi ve farklı küresel piyasalarda neler olduğu üzerinde bilgi vermeyi amaçlamaktadır.


Bir eğitim kurumu olan İMA’nın misyonu Türkiye’nin öncü tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde yaratıcı, yenilikçi ve geleceğe yön veren bir işgücünü yetiştirmektir.


İMA 2007 yılında Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve İHKİB’in bağlı kuruluşu olan Moda ve Tekstil İş Grubu Projesi’nin bir parçası olarak kurulmuştur.

İMA Türk KOBİ’lerine nasıl destek olmaktadır 


İMA eğitim koordinatörü Gülin Girişmen Just Style’a projenin amacının Türkiye’nin moda tedarik zinciri ve moda perakende sektörünün küresel standartları karşılamak için birleşecek şekilde güçlenmesini sağlamak olduğunu söyledi.


Girişmen, moda ekosisteminin sürekli değiştiğine ve büyük şirketlerin seviye atlayacak kaynakları ve vizyonu olsa da KOBİ’lerin desteğe ihtiyaç duyduğuna inanmaktadır.


Girişmen şunları paylaştı: “Bu, KOBİ’lere gelecekte ne olacağına ilişkin biraz perspektif vermek için teknik eğitimden çok farkındalık yükseltmeye yönelik bir eğitimdir.” Şirketlere nereden başlamaları ve ihtiyaçlarına göre nereye ne kadar yatırım yapmaları gerektiği hakkında biraz farkındalık vermek istediklerini eklemiştir.


Yeni küresel standartlar bulunmaktadır ve Girişmen yeni düzenlemelere sektörün uyum sağlamak için 2030’a kadar zamanı olduğunu söylemektedir. Bu süre içinde yeni sistemlerin kurulacağını beklemektedir, çünkü bu konuda başarısız olunması Türk konfeksiyon sektörünün geride kalmasına ve bir üretici olarak gerekli standartları karşılayamamasına neden olacaktır.


Girişmen bu değişen dünya düzeninde sürdürülebilirliğin esas kural olacağını güvenle söylemekte ve İMA’nın bu değişikliklerin içinde yolun nasıl bulunabileceği hakkında yeni bir bakış açısı sunan eğitim programıyla sektörü desteklemeye kararlı olduğunu bildirmektedir.

Modanın geleceği: Kilit nokta dijitalleşme mi?


Girişmen sektörde yerini korumak için yeni teknolojileri ve süreçleri benimsemenin öneminin altını çizerken, moda üretimine karşı daha sürdürülebilir bir yaklaşım benimseme ihtiyacını da vurgulamaktadır.


Girişmen’e göre perakende ve üretim ortamı evrilirken tasarım sürecinin üstünde önemli bir yük oluşturan dijitalleşmeyle ilgili farkındalık artmaktadır.


Dijitalleşmenin popülerliği arttıkça tasarım sahnesinin de dönüşeceğini, üretim açısından değişiklikler yaratacağını belirtmektedir: “İş akışı değişiyor. Yeni bölümlerin ve insan kaynaklarının rolü bundan sonra başka anlamlar taşıyacak. Bu süreçlerde tedarik zinciri de değişecek.”


Bu değişimleri ele almak için İMA bir dijitalleşme dersi koymuştur. İMA’nın bir temsilcisi dijital yazılımın tasarım sürecinde nasıl kullanıldığını göstermiştir.


Core3D yazılımında oluşturulan sokak haritalarını gösterirken, dijital teknolojinin nasıl hazır giyimde yapılan değişikliklerin etkisini anında gösterebildiğini, böylece gerçek hayatta beş veya hatta altı numune yapılmasının önüne geçtiğini açıklamıştır.


İMA temsilcisi ayrıca kumaş numunelerinin ne kadar kolaylıkla taranabileceğini ve uygun olup olmadıklarının kontrol edilebileceğini gösterdi. Buna ilaveten, alıcılar veya şirketlerin de son tasarıma erişerek doğrudan yorumlar ve öneriler ekleyebilmesi uzun e-posta görüşmelerine olan ihtiyacı azaltmaktadır.

İMA Türkiye’nin sürdürülebilirlik çabaları üzerinde durmaktadır


KOBİ’ler ayrıca makine öğrenimi üzerinde eğitim almaktadır. Burada fikir önceki yıllardan bütün bilgileri toplayarak geçmişte satılan renkler ve malzemeler dahil ayrıntıları analiz ederken bunları bölge, cinsiyet ve yaşa göre ayırarak tam rakamları belirlemek ve bunu ilerleyen sezonlarda imalat standardı olarak kullanmaktır.


İMA temsilcisi bu yaklaşımın aşırı tüketim ve aşırı üretim sorunlarının çözülmesine yardımcı olabileceğini ve 


KOBİ’lerin tedarik zincirlerini sürdürülebilirlik hedefleriyle daha iyi örtüştürmelerini sağlayabileceğini söylemiştir.


Bu eğitimin bir parçası olarak İMA farklı markalardan vaka çalışmalarını kullanarak inisiyatiflerini ve üretim yöntemlerini keşfetmeyi hedeflemektedir. Girişmen ayrıca sıfır atık konusunda başka markaların yaptıklarından hem iyi hem de kötü örnekler vererek bir şeyin yatırım yapmaya değer olup olmadığının görülmesini sağladığını söylemiştir.


Bu programla KOBİ’lerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmakta başarılı olup olmayacakları sorulduğunda, Girişmen güçlüklerin var olduğunu kabul etmiş ve bu çabalar çok önemli olsa da başarının kolay olmayacağını eklemiştir.


Yeni düzenlemelerin hızlı bir şekilde artmasıyla hedeflerin hâlâ biraz belirsiz olduğunu açıklamış, ancak sürdürülebilirliğin sektörün içindeki önemini koruduğunu vurgulamıştır.


Dosyayı görüntülemek için tıklayın https://www.just-style.com/features/empowering-turkiyes-smes-to-digitalise-the-fashion-supply-chain/